267. Bugün Yine 13 Mayıs.

.

Her platformda baret, çizme, kazma, kürek, kömürlü yüzler ve hüzünlü gözler göreceğiz. Hemşireye "Çizmelerimi çıkarayım, sedye kirlenmesin" diyen madencinin, "Beni bırakın Mahmut Abi'yi alın, onun karısı hamile" diyen madencinin, "Babama Galatasaray'ın maçı var derseniz çıkar gelir" diyen madenci çocuğunun caps'lerini göreceğiz. Bugün yine 13 Mayıs. Dönemin Başbakanı R.T Erdoğan'ın 1800'lü yılların sonları 1900'lü yılların başlarından İngiltere, Fransa, Japonya gibi ülkelerden verdiği maden kazaları örneklerini anımsayacağız. Başbakan danışmanlarından Yusuf Yerkel'in bir madenci yakınını iki jandarma nezaretinde yerde tekmelemesinin görüntülerini anımsayacağız. 

Üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen davanın halen devam ettiğini ve sorumluların halen cezalandırılmadıklarını tartışacağız. Aksine cezaların madenden kurtulan ve eksiklikleri, bozuklukları, kusurları ifşa eden madenci ve madenci yakınlarına kesildiğini bileceğiz. Tazminatsız işten çıkarılan ve iki yıldır hiç bir kurumda çalışmasına izin verilmediği için kendisine Soma şehitliğinde 302. mezarı kazan Sefa Köken'i anlamaya çalışacağız. 

Bu kazalardan ders alındı mı diye düşünüyor insan. Madenlerde iş ve işçi sağlığı, çalışma güvenliği kapsamında geliştirilen yeni bir şeyler olduğunu sanmıyorum. Soma'dan sonra Karaman'da, Zonguldak ve Bartın'da yeni maden kazaları oldu. Kaza önlenebilir bir gerçektir. Tedbiri alınmayan kaza, cinayettir. Özelleştirme politikaları sonucu  kurumların denetimsiz, adeta taşeronluğun başıboşluğuna bırakılmaları, çiftçiliği bitirilmiş köylünün hiç bir eğitimi ve deneyimi olmadan madenlerde acemice çalışmak zorunda kalmaları, üretim ve kar kapasitesinin sürekli yukarı çekilmek istenmesi sonucu işçinin dayanma gücünün zorlanması kazalara dolaylı etki eden diğer parametrelerdir. 

Bugün yine 13 Mayıs! 432 evlat bugün de babalarına çiçekli mektuplarını okuyacaklar. 

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder