072. Neyzen'i Aldatan Notalar

.

Öfkemi yeneyim diyorum, buz gibi duvara yaslıyorum alnımı. İşe yaradığını sanmıyorum. Camları kapıları indiriyorum, her yer kırık dökük, paramparça bir dünyanın vazgeçilmeziyim. Soğuk suyun altına bırakıyorum zihnimi, ayık olmak her şeyden ayrık olmak için.

.

071. Parmaklarım Acıyor

.

Yavaşça kımıldadı, gözlerini birden açtı. Beni aradı sol yanında, buldu. Bulduğu anda yeniden gözlerini kapadı, boğazından ince bir inilti düşürdü, bana doğru döndürdü omzundan gövdesinin üst tarafını, kalçaları yatakta dümdüz uzanıyordu. Yeniden gözlerini açtı. Yutkunduğumu farketti. Geceliğinin eteğini yukarı sıyırdı. "Çabul ol" ded saate bakarak.

.


070. Lütfen Çimenlere Basınız

.

Bir şiir okuyorum... Bir öykü! (burayı sayı anlamında söylemedim yani önce bir şiir okuyorum sonra bırakıyorum dönüp bir öykü okuyorum anlamında) Hayal kurmak ne güzel! 

Komedi dizisi izliyor yan komşu kahkahalarla gülüyor, adam kadın çocuklar. Bir şiir okuyorum. Uzak duygusallık diye geçiriyorum içimden. Şiir ne zaman elit oldu böyle. Öyküye dönüyorum yeniden güvercin gurultuları geliyor penceremin önünde; tam da bu ses diyorum dilimdeki. Herkes nasıl bir gurultuya benziyor. Yalnız, kendi kendilerini anlayan dilde...

.

069. Tek Yön

.


Hep saati soran adam sigarayı bırakmış.


.

068. Bakmak Mizahı

.

Uykunun sisli çıplaklığında hayal meyal hatırlanan bir ırmak gibi akıyordu sözlerin. Anneni de düşünüyordun. Babandan ve kardeşinden sonra hayatta senden başkası kalmayan anneni. İkinci çocuğu yapmasaydın belki borçların yükselmeyecekti bu kadar. Çocuk rızkıyla gelir derdi annen. Bu yıl zeytinleri de kestiler anne dedin mutfakta. Düdüklü tencerenin buharı ıslıkla dışarı çıktı.

.
 

067. Masal Kahramanları

.

Madenciler, madenciler! Ey ölümü alnına sürüp yer altı doruklarına korkusuz can vuruşuyla yürüyen madenciler. Ey yurdunu gurbet etmiş sılasını sefer tasına dolduran oğulu kızı aşk büyüten madenciler. Sizin bu toprak, bu su, bu güneş. Sizin ellerinizin dipteki sonsuz düşünce, kendiliğinden gelen duygu. Güçlü yüreklerinizle inançlı gözleriniz birlik beraberlik içindeki omuzlarınızla sizin bu şimşekler, bu yıldırımlar. 

Madenciler, madenciler! Ey üzgün saatlerin ölüme karşı duran duası. Ey yaşamak uğruna kör olan, ölmek uğruna izini kaybettiğim benim insanım. Benim yolcum, benim karanlık kimsesizliğim.

.

066. Masal Kahramanları

.

Madenin içinde sanki yalnızdın. Kimseden ses çıkmıyor. Her zamankinden soğuk bir vardiya oldu. Ayaklarını hissetmiyorsun soğuktan. Karanlığın da bilim dışı boyutundasın. Karının sesi, yüzü, elleri; çocukların kokusunu hatırlamıyorsun. Annenin adını hatırlamıyorsun. Damağında son yemeğinin tadı: peynir, zeytin, ekmek - domates yok - ve çay. Değmiyor sana altın, dolar, euro. Değmiyor yılın erkeğini, kadınını seçen dergi. Değmiyor yurt dışı festivallere katılan filmler, yönetmenler, oyuncular. Memurların gündelik yaşam sıkıntısı. Tek nefeslik hücre ciğerinin son odası. 

.

065. Yarın Gitti

.

Ağzımda kan tadı, burnumda ölü kokusu. Siperde yatar gibi sessizce yıldızların şahitliğini özlersin, gelmez. Evlat sıcaklığı siner göğsüne, kendine sarılır geçmişin, burnunda salyangoz izi. Gözlerine tükürür savaş gazileri. Bir anda olur karını hamile bırakırsın, anlamadığın sonla kitap biter, film ortasında bant kopar. Morarır dudaklarının ucu, sigara söner ağzında, kan tadıyla.

.

064. Kaldırım dırım dırım

.

Herkes devletin belirlediği okullara gitsin. Açık kapalı mekanlarda sigara içilmesin. Akşam 22 den itibaren alkollü içki satışı yasaklansın. RTÜK, YÖK, YSK, HSYK, TSK ne varsa bir teşkilata bağlansın. Ağaçları kesin, daha çok beton dökün. Kontrolsüz sanayileşme, maganda futbol klüp başkanları, ulusal takımın eleme gruplarında galibiyeti yok. Islak maden, balçık havaalanı, Bebek'te yaban domuzu.

Yerinde say marş!

(Japonya, atom bombasından sonra yıkıntılar arasında kurdukları sınıflarda eğitim öğretime devam edildi. Tsunami felaketinden sonra ise yine aynı kare, boş bir spor salonunda kartondan sınıflarda verildi.)

.

063. Atıl Kapasite Aşk

.

O sendin! Yüzüme vuran ilk dalga sesi. Kavgan oldum kendi düşlerimin oyununda. Kendime rağmen seni acı'dım gittiğinde. 

O sendin! Bütün gece kapımdaki kilidi açmaya çalışan. Kilitli bir kapı bile yokken yarattığın her duygu her düşünceyi bozup kendine yok olmak için bahaneler üretiyorsun. 

O sen'sen artık değilsin. Kahramanlar yara alır, hikayeler çıkmaza girer. Fakat çürümez uğruna geri dönülecek kişi.


 .

 

062. Turuncu Turşucu Sokağı

.

Sabırsız günlerimde üç cümle halinde geçiyorum bizi. Bir kitap giriyor hayatıma. Üzerine alınmış  notlar, altı çizili paragraflar. Dış kapak çatlamış, raflar arasında gezinti. İçinde okunan hayatın paradigması üç cümle olan bizi bölüp parçalıyor. Tanrının adeta kollarını açıp bizi sarması kadar çılgınlığa uzatıyor. 

.


061. Budha'nın Penaltısı

.

İyi başlayıp kötü biten yarışlar vardır. Koşu, otomobil, atlar... Kötü başlayıp iyi biten dersler vardır, sınavlar, okullar... İyi başlayıp sonuna kadar iyi gitmesi için savaşlar olur. Uykusuz geceler, aç sabahlar,  soğuk odalar, sıcak yalnızlık. İyi biter ve her mücadele unutulur.

Saygı duy. Toprağı kazan el'e.

.

 

060. Bu Mektup Sana

.

Bir sabah, yapayalnız -adını dahi hatırlayamazken- gözlerin gri camlardan uzaklara kocaman bir kırılışla daldığında

Ellerinin üzerinde mosmor olmuş damarların, gözlerinin altında torbalar, kulaklarında hissedemediğin kalabalığın sonsuz karmaşasının patladığı

Kalbinin senden kopmak istemesini,
kalbinin yepyeni bir insanmış gibi senden ayrılarak nefes almak istemesini, 
bütün organlarının boynunda asılı ipe tutunarak ağzından firar etmek istemesini, 
dilinin taş gibi ağrısını duyacak

göklerin sana gürlediğini duyacak 
bir bardak su bile içemeyeceksin.



059. Ayrıntı İnce IV

.

Çocuk karnesini mezarlığa götürdü.
Önlüğünü.
Mendilini.
İlk yıldızlı pekiyi'sini.
Kırmızı boya kalemini.
Sarı topunu.

Akmayan gözyaşlarını o mezara gömdü. 
Dolmayacak kollarını.
Sırtındaki dayanağı
Nefretini ise mezardan çıkardı, omuzlarında taşıyor.

.

058. Ayrıntı İnce III

.

Çocuk ve Allah
arasında
Fazıl Hüsnü kadar şiir var.

.


057. Başlıyor Yine

.

El ayak çekildi. Hafta sonu oynanan maç özetleri bitti. Altın çok fena düşüşte. 
Sobadaki kömür ölüyor. Üzerimdeki yorganı içeriden omuzlarıma doğru çekiyorum, ayaklarım açıkta kalacak. Bacaklarımı karnıma. Gözlerimi kırparak dua ediyorum karanlığa. Soğuğu delen baykuş sesi ve tepelerden çakal ulumaları bana Allah'ı düşündürüyor. 

Hem korkuyorum hem korkmuyorum
Bir rahmin içine düşürülüp unutuldum.

.

056. Ağrıyı Kundaklamak

.

Çocuklar okuldan niye gelir? 

Okul, bir çocukluk hatırası olarak kalır geçmişte.
Çocuk okul olmak istese kendine mi gider her gün?
Hafta sonları kendinden kaçışıdır çocuğun

Okuldan uzaklaşanı hayat kapar
Kendinden uzaklaşan geçmişinden de uzaklaşır.
Çocuk okulda geçmişine tutunur

UNUTMAMAK İÇİN.

#soma

.

055. Borç Yiğidin Filikasıdır

.

Pimi çek, kurtul dertlerinden. Hayat, sağ olanlara devam ediyor derler! Ne budalaca bir söylen. Layık olduğumuz bu kaderin içine tüküreyim. Her köşe başı banka şubesi, onun yanında polis karakolu. Peki ya arka sokakta ne var dersin? Yüzünüze sanal gülümsemeler atan avm billboardları sonra da dünyaya inananlarla dünyayı iplemeyenlerin yan yana uyuduğu mezarlık. 

Güzel ülke bundan ibaret.

.

054. Lütfen Çimenlere Basınız

.

- Oğlum yüzme de bilmezdi
- Paralel, Kürtaj
- O kadar suyun içinde ne yaptı?
- Trafo
- Oğlum yüzme de bilmezdi
- Üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, duble yol
- O kadar suyun içinde ne yaptı?
-Marmaray
- Oğlum yüzme de bilmezdi
- Esed
- O kadar suyun içinde ne yaptı?
- 50 kişi araya giriyor.

.

053. Neyzen'i Aldatan Notalar

.

Şimdi sen o muhteşem dizini izliyorsun ya! Geçen hafta da izledin hani  - on sekiz madenci on bin ton suyun içinde kaybolmadan önce, tabi bir alakası yok - izlediğin dizi yine heyecanlı bir karede bitti. Yattın uyudun kalktın, normal hayatına kaldığın yerden devam ettin. Sıradan hayatına. Çiçeklerle tanışmamış müzikle yüzleşmemiş şiirle sinemayla yoğrulmamış önüne ne konulursa onu yediğin onu bildiğin ve sonsuza dek sağında soluna bakmadan gideceği hayatına devam ettin. Gelece bölümü merakla bekliyorsun.

.

052. Yürüyen Merdiven Çay İçen Asansör

.

Bugün (ahmet erhan şiiri güncelliğini hiç yitirmez mi?) 
de
ölmedim 
anne.

Cumartesi işe gitmedim, erken de kalkmadım. Öğleden sonra dışarı çıktım. Hava serindi ama başıma bere takmadım. Saçlarım rüzgarda dağılsın istedim. Bugün de ölmedim belki fakat korkmadım dışarıda olmaktan. Denizi görmek istediğimde gökyüzüne baktım. Gökyüzünü görmek istediğimde sevdiğim kadını düşündüm. Gülümsedim en çok, kendime gülümsedim. Kimseye zarar vermeden eve döndüm. Korkmadım.

.


051. Tek Yön

.

Yeniden mi başlayalım? Zonguldak'la.
Yeniden mi? Soma'dan.
Yeni? Karaman.

Şimdi. Bartın.
Artık haber bültenlerini izlemeyen bir sınıf yetişiyor.
Her haber bülteninde ağlama krizi geçiriyor.

.