158. Ejder

.

Gezi Parkı'nda üzerine uzandığım banka en yakın ağaçtan alaca bir karga "Yadigar, kalk yatağına yat "diye öttü. "Hangi yatak ulan karga" diye cevap verdim. Geri zekalı sanki evsiz olduğumu bilmiyordu. "Yadigar, aşağıya inersem seni eşek sudan gelinceye kadar döverim, kalk yatağına yat." Ulan bu manyak karga nereden musallat oldu başıma bu gece. "Sivas mı ulan burası? Yedi işte İstanbul bizi daha ne ötüyorsun, siktir git başımdan." "Söyletme bak beni Yadigar, Sivas'lı pezevenklere kabadayılık yaptığını bilmiyorum sanma. Nerede şimdi o hemşehrilerin? Donacaksın orada hayvan herif." Doğru ya! Sivas'lı pavyonculara kabadayılık yaptım şimdiki adıyla bodyguard! Ama bu iki yüz filmde oynamadan önceydi. "O kadar filmde oyna gel burda bankta don." Bu akşam bütün hayvanat benimle uğraşıyor. "Hoşt ulan sen de nereden çıktın? Git uzakta havla. Bir rahat vermediniz bu gece be." "Bak koçum, karanlıktan korkuyorsun o yüzden sana arkadaş olmaya geldim, biraz daha erken yetişseydim koynuna alır sarar sıcaklığımdan faydalanırdın belki. Belki... Ölmezdin ulan işte. Anla öldün sen." Köpekle konuşursan böyle saçmalar işte. "Köpek doğru söylüyor Yadigar, yoksa beni de nereden duyacaktın. Ne saf adamsın sen yahu. Öldüğünü bile anlayamıyorsun. Hey güzel Allahım, hikmetinden sual olunmaz da bu Yadigar kulun hala yaşadığını sanıyor. Tekrar söyle köpek, ölüler şoka girmez de şok taklidi yapmasın sinemacımız." "Haydi, Yadigar kalk gidelim bu karga çok ötüyor, ilerde seni bekleyen bir ışık var." Millete ölünce melekler eşlik eder bize de karga ile köpek eşlik ediyor.

(Yadigar Ejder - 1951 Sivas - 1992 Taksim İstanbul)

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder