199. Oyun

.

Oyun bozuluyor. Havadaki sıkıntıdan hissediyorum. Çok ölü gömdüm ben. Bir süre sonra ölüler, canlıların yerini alıyor. Aklımı oynattığımı düşünme sakın. Benim gerçeğim bu. Beni gerçeğim: Mezarlar. Bana gerçek diye yaşamdan veya yaşama dair örnek gösteremezsin. Çünkü yaşamı anlayabilmek için, yaşadığımı anlayabilmek için her akşam onun üzerine yazılmış kitaplar okurum. Her akşam, ne görürüm o kitaplarda biliyor musun? Sadece kurgu.

Uydurulmuş insanlar, insanların evleri, karı kocalıkları, çocukları, başlarına gelen dünya kadar abuk olay. Sen; baksana bir etrafına o kurgulardan birini yaşayan kaç kişi var tanıdığın? En basit kurguyu anlatayım. Oğlanla kız kaldırımda çarpışır - araba mı ulan bunlar sık sık çarpıştırıyorsunuz düzgün yollarında gitseler ya - göz göze gelirler sanki o anda tepelerinde de Eros vardır. İkisine birden aşk okları gönderir yayından. Milyonda bir görülen hastalıklara şahit oluyoruz ben daha kaldırımda çarpışarak evlenen görmedim. 

Peki, niye okuyorsun yaşamdan bahsetmeyen(!) kurgu kitapları diyorsun? İnanmak istediğim için. Kurgu da olsa bütün işi ölü gömmek olan ben, vicdanıma yaşanan güzel günlerin olduğunu inandırıyorum. Kimbilir hayattayken çok saygı görmeyen bir ölüye, hayatta olan bir olarak son saygımı gösteriyorum. Belki hayatta iken kurgu gibi yaşamış bir ölüye o hayatın hakkını verdiği için rağbet gösteriyorum. Fakat bu hava, eğer kurgulardaki gibiyse yani kitaplardan öğrendiğim hayata bir kez olsun gelecekse oyun bozuluyor. Canlılar ölülerin yerini almaya geliyor.

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder