223. Paraşüt

.

Sorulardan uzun süre önce sıkıldım ve sormayı bıraktım. Çünkü cevaplarla anlaşamadık. İnsan hiç bir güne böyle başlamamalı. Ya Kâbir bilgeliğiyle yaşarsın ya da Cengiz Han zalimliğiyle. Bahçende bir gül yetiştirebildiğin müddetçe ikisi de sayılmaz. Gülün dikeni var mı? Var. O  halde baktığın yer kadar durduğun yer de önemli.

Dünyanın senin etrafında dönmediğini, günü canhıraş bir yorgunlukla tamamlayıp yastığına kafa attığın zaman anlıyorsun. Sokağındaki, mahallendeki, semtindeki bütün evlerin içinde aynı belirsiz mutsuzluk. Heyecansız hırslara mağlup dilimlenmiş beyinler. Komşularının akrabalarının başarılarıyla hasetlenen, başarısızlıklarıyla kendine haz payı çıkaran küçük domuzcuklar olduk. Wilhelm, kurallarımızı kendimiz koyuyorduk hani. Wilhelm, köyümüzün Paşa'sıydık biz. Çakılıyoruz Wilhelm. Paraşüt açılmıyor. Bari düşerken sabırlı ol diyor yukarılardan bir ses ve güvenerek sırtımıza aldığımız paraşütlerin elimizde kalan yararsız iplerini sevmemizi öğütlüyor. Çok meraklıysan gel sen sev!

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder