109. Kırsal

.

Ben, o eski zaman kırsalıyım. Kalbim yazda kabuk karda alev coşturur. Dururum, tam alnının ortasında, gizli bir kemik çevresi; kendini ikiletmeyen hayatın hep 'yeşil' yanan parıltısı halinde. O sabah, bu sabah, dün akşam, yarın akşam, her gece, hiç uyku, çok yorgunluğun manzarası içinde hüzünle gözlerine bakıyorum. Üzerime merhamet örter gibi göz kapaklarını örtüyorsun acıdığın yüzüme. Ben, o eski belleğimden parçalanarak çıkıyorum.

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder