112. Saklı

.

Gurup vakti odalarından sesler gelmeye başladı. Koşup her bir kapıyı çalmadan açıyordum. 
Zaman zaman kahkahaların, inleyişlerin. Zaman zaman sessizce ağlarken burnunu çekişindeki asil sonbahar hışırtısıydı yükselen. Beni oda oda koşturan o telaşlı heyecan tarifi zor bir adres sorgusuydu. Sallanan bir sandalye üzerinde unutulmuş leylâkların kokuları sızarken burnuma
Bastil’den kaçan aydınlar gibi bütün aklım başımdan gitti. “Aşk yalan inan buna perişan hep gönüller” dediğin bu mektubu yazmana ne gerek vardı?

Biz aşkı aşktan saklı yaşamıştık, unuttun mu?

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder